Çalışma hayatında pandemi nedeniyle farklı çalışma modelleri ve sorunlarının ortaya çıktığı bir zaman dilimi içerisindeyiz.
Geçtiğimiz yıllarda sembolik olarak kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününün ülkemizde tüm kesimler tarafından amacına uygun bir şekilde kutlanmasını;
Emek ve Dayanışma Gününün provoke edilmemesini istiyoruz.
Görünen o ki normalleşme süreci başladı. Ancak bir gerçekte var ki pandemi döneminde insanlar işyerlerini, işlerini, hayatlarını kaybettiler. Normalleşme sürecinde bu yaranında hızla tedavi edilmesi gerekmekte.
Çalışma hayatının mihenk taşlarını oluşturan bir diğer unsur kamu görevlilerimiz pandemi döneminde kamu hizmetlerini kesintisiz bir şekilde yerine getirdiler.
Pandemiyle mücadelenin en ön safında yer alan sağlık çalışanları 2022 yılının kendileri için mali ve sosyal hak kayıplarının telafi edileceğini ümit ederken umutları önce 14 Mart Tıp Bayramına daha sonra da rafa kaldırdılar. 3600 ile ilgili her bir yetkilinin farklı açıklamaları bu konudaki samimiyetsizliği de ortaya koymuş oldu.
Pandemi ile birlikte 500 sağlık çalışanı vefat etti ve maalesef bu arkadaşlarımız Şehit olarak kabul edilmedi. Çalışma hayatının başındaki bakanlık bu insanlar için “İLLİYET BAĞI” istedi. Biz vefat eden arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet acılı ailelerine baş sağlığı diliyoruz.
Görevi başında vefat eden sağlık çalışanlarının yakınlarının Şehit statüsünden yararlandıklarını ifade eden yetkili sendika başkanını da olaya daha duyarlı olması gerektiği konusunda uyarıyoruz.
Maalesef sağlık alanında her genelge, bakanlık tarafından yayımlanan her yazı yeni sorun/lar doğurmakta. Son olarak icap nöbetleri ile ilgili yayınlanan yazı bunun en açık örneklerinden bir tanesi.
Yıllardır çalışma hayatında kanayan bir başka sorun kayıt dışı istihdam modeliydi. Mülteci akınıyla kendi vatandaşlarımız iş bulamaz hale geldi veya ucuz iş gücü nedeniyle mülteciler tercih edilir duruma geldiler.
Bir an evvel bu sorunun ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Çalışma hayatının belli başlı sorunlarının olduğunu hepimiz biliyor ve başta muhatapları olmak üzere de her kesim tarafından bu sorunlar kabul ediliyor. İşvereninden, işveren sendikasına, politikacısından bilim adamına, akademisyenine sorunların çözümü noktasında adım atılamıyor.
Biz 1 Mayısları Taksim meydanına çelenk koyup, iri iri sözler söyleyerek kutluyor ve bu anlamlı günü birkaç saat içerisinde unutuyoruz.
Sorunların ortada olduğunu kabul ederek sivil toplum örgütlerinden Çalışma Bakanlığına iktidar partisinden muhalefet partilerine her kesimin emeğin karşılığını bulması için üzerine düşeni yapması gerekmektedir.
Bu duygularla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.